Herkes İçin NFT

herkes-icin-nft

Bu yazıyı okumadan önce bilgi teknolojileri alanındaki son moda kelime NFT’leri duymuş olmalısınız. Takas edilemez varlıklar veya NFT’ler, şu anda çeşitli nedenlerle kripto topluluğu arasında açık ara favorilerden. 

2021 yılı ile birlikte NFT’ler ile ilgili şaşırtıcı haberler gelmeye başladı ve bir NFT 69 milyon dolara satıldı. NFT’ler için bazıları yeni bir dijital varlık sınıfı olduklarını söylerken, bazıları onları kripto varlıklarının bir sonraki aşaması olarak algılıyor. Hızla yükselen fiyatların yanı sıra, NFT’lerin benzersizlik ve birlikte çalışabilirlik açısından gösterecek daha çok şeyi var.

NFT’lerin altında yatan temel kavramları ve ardından NFT’lerin temellerini çözerek NFT’ler hakkında daha fazlasını öğrenmeyi amaçlayarak bu konsepti derinlemesine ele almış olacağız. 

NFT nedir?

NFT, açılımıyla “non-fungible token”, Türkçede Nitelikli Fikri Tapu diye niteleniyor. NFT’nin özgün ve tek olması, kendi türünden başka bir değerle takas edilemeyeceği anlamına geliyor. Son dönemde dijital varlıkların ve sanat eserlerinin satışında sıklıkla kullanılan NFT, dönüştürülen varlıkların özgünlüğünün kolayca doğrulanmasını sağlıyor. 

NFT’lerin Arkasındaki Temel Kavramlar Nelerdir?

NFT’ler hakkında bilgi edinirken dikkat etmeniz gereken en önemli hususlardan biri, tasarımlarının altında yatan değiştirilemezlik temel kavramıdır. NFT’lerin varlıklar olarak nasıl benzersiz olduğunu anlamak için takas edilebilirlik ve edilemezlik arasındaki farkı iyi analiz etmeliyiz. Nitekim, NFT’leri çevreleyen temel kavramlar, nihayetinde takas edilebilirlik ve takas edilemez varlıklar arasındaki farkı tamamlar.

Takas Edilebilir (Değiştirilebilir, İkame edilebilir) Varlıklar

Takas edilebilir varlıkların tanımını ve takas edilememe özelliğinin NFT’ler için nasıl çalıştığını merak ediyor olmalısınız. Takas edilebilir bir varlığın basit tanımı, birimler birbirleriyle kolayca değiştirilebilir olduğunda herhangi bir varlığın takas edilebilir olabileceğini belirtir. Takas edilebilir bir varlığın farklı birimlerini bir diğerinden ayırt edemezsiniz. Nitekim takas edilebilir varlıkların her birimi benzer bir piyasa değerine ve geçerliliğe sahiptir. Kıymetli metaller, kripto para birimleri, fiat para birimleri (bir devlet tarafından desteklenen para birimleri, Türk Lirası, Dolar, Euro vs.) takas edilebilir varlıklara örnektir. 
Örneğin, 100 TL bir banknot ile başka bir 100 TL banknot değer ve geçerlilik açısından yine aynı olacaktır. Bunun yanı sıra, işlem aynı varlığın benzer değer ve işlevselliğe sahip birimleri arasında gerçekleştiğinde, eşit bir takas edilebilir varlık değişimine sahip olabilirsiniz. Örneğin, 10 tane 10 TL ile 100 TL takas edilebilir ve her iki tarafta değer ve geçerlilik kaybına uğramaz. Dolayısıyla, Türk Lirasının nasıl değiştirilebilir bir varlık olarak hizmet ettiği açıkça görülmektedir. 

Takas Edilemez (Değiştirilemez, İkame edilemez) Varlıklar

Takas edilebilen varlıkların ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasıyla, takas edilemeyen varlıkların aynı şeyin tam tersi olacağı kolayca tespit edilebilir. Takas edilemeyen varlıklar birbirleriyle değiştirilemez ve onları birbirinden ayıran benzersiz özelliklere sahiplerdir. NFT’ler bazı yönlerden benzer görünse bile, aralarında birçok belirgin ve taklit edilemeyecek farklar olacaktır. Gerçek dünyada takas edilemeyen varlıklara örnekler olarak konser biletleri ve sanat eserleri gösterilebilir. Tasarım açısından iki konser bileti aynı olsa bile, ön sıradaki bir bilet, arka sıradaki bir biletten daha değerli olacaktır. Benzer şekilde, iki resim ya da iki sanat eseri benzer görünebilir, ancak onları birbirinden ayıran bazı nadir unsurlar vardır.

NFT’lerin teknik özelliklerine daha derinlemesine dalarsanız, bunların temelde benzersiz dijital kodlar olduğunu keşfedeceksiniz. Benzersiz dijital kodlar, Ethereum gibi kripto para birimleriyle aynı blok zinciri teknolojisine bağlıdır. Blok zincir, kripto para birimleriyle yapılan işlemlerin kaydedildiği toplu bir defter kaydı olarak düşünülebilir. Bu da NFT’lerin, kripto paralarla benzer şekilde dijital bir deftere kaydedildiği anlamına geliyor. Kısacası her bir NFT’ye kimin sahip olduğuna dair bir liste tutuluyor. İlginç bir şekilde, gerçek dünyada NFT ile ilişkili fiziksel bir varlığa ihtiyacınız yok. Ancak, NFT türleri, sanat eseri, gayrimenkul ve hatta evcil kediniz gibi fiziksel varlıkların temsilini de içerir. 

NFT’lerin bazı özelliklerine daha derinlemesine bakarak bu terimin aklımızda daha net oturmasını sağlayabiliriz. 

Benzersizlik

Takas edilemez varlıkların güvendiği en önemli özellik benzersizliktir. NFT’lerin kodundaki bilgiler, varlıkların özelliklerini ayrıntılı olarak gösterir ve böylece onları diğerlerinden ayırır. Örneğin, dijital bir sanat öğesi, NFT’sinin kodundaki tek tek pikseller hakkında bilgi içerebilir.

Bölünmez

NFT pazarında fark edeceğiniz bir diğer önemli nokta da bölünmezlikle ilgili olacaktır. Sanat eserinin yarısını satın alamazsınız. Aynı durum NFT’ler için de geçerlidir. NFT’leri daha küçük değerlere bölmek imkânsız olduğundan, NFT’ler ile tam bir NFT’nin kesirleri olarak işlem yapamazsınız.

İzlenebilirlik

NFT’lerin üstünde yapılan bütün işlemler tüm ayrıntıları ile blok zincir üzerine yazıldığı için NFT’nin tarihçesi, oluşturuldukları zamandan günümüze kadar kolayca takip edilebilir. Aynı zamanda, NFT’lerin el değiştirme zamanları, alıcı, satıcı, satın alınan fiyat gibi bilgileri de görmek mümkündür. Bu nedenle, izlenebilirlik özelliği ile NFT’lerin gerçekliğini kolayca doğrulayabilirsiniz.

Programlanabilirlik

Gelecekte NFT kullanım alanlarını ve işlevselliğini yönlendirecek olan NFT’lerin en önemli özelliği programlanabilirliktir. Bu özellik kullanıcılara NFT’lerin içerisine, tercihlerine göre, özellikler ekleyebilme yetkisi vermektedir. Örnek olarak, üretici sanatçıların bir sonraki satıştan alacakları paylar da NFT’nin içine kodlanabilmektedir. Böylece satışın gerçekleşmesi durumunda, ilgili miktar sanatçının cüzdanına otomatik bir şekilde aktarılacaktır. Sonuçta, NFT’ler temelde kod parçalarıdır ve koda herhangi bir şey ekleyebilirsiniz. NFT’nin bu gibi avantajları, bu teknolojiyi daha da kazançlı hale getirerek sanatçıların ilgisini çekmektedir.

Bir yazarın gözünden kitabını geleneksel yöntemlerle ya da NFT olarak yayınlama arasında nasıl farklar olacağına bakalım. Geleneksel olan yolda, kitabın satış rakamını 20 TL olarak düşünürsek. Bunun 10 TL’si satışı yapan kitap marketine, 5-6 TL’si basım, kargo ve benzeri işlere gidiyor ve kalan 4-5 TL’de yayınevi ve yazar arasında bölüştürülüyor. Tabii bu durum tüm yazar veya kitaplar için aynı olmasa da genel işleyiş bu şekilde gerçekleşiyor. Aynı kitabı NFT olarak yayınlamanın blok zincire yazmak için harcanan gas ücreti dışında herhangi bir masrafı olmayacağı gibi kitabın sadece ilk satışında değil devam eden satışlarında da istenirse yazar kazanmaya devam edecektir. Bu durumda sanatçı ile eseri arasındaki bağ maddi ve manevi kopmamış olacaktır.

NFT temellerine net bir genel bakış sonrası, merkezi olmayan blok zinciri teknolojisinde gelecek vaat eden farklı özelliklerin ideal karışımı olduğu açıkça görülmektedir. Varlıklarınızı kontrol eden başka bir kuruluşla karşılaştırıldığında, blok zincirindeki bir NFT, varlıklarınız üzerinde gerçek sahiplik ve kontrol sağlar.

Merkeziyetsiz Kimlikler Yeni Bir Konsept Değil

Decentralized Identities

Kimliğin tanımı insan tarihi içerisinde en ünlü filozofları derin düşüncelere iten bir kavram olmuştur. Kimlik Nedir? Kendimizi nasıl tanıtırız? Kimliğimizi oluşturan şey ne? Kimlik değişir mi? Gibi birçok soru konu kimlik olduğu zaman aklımıza gelmektedir. Bu sorulara yıllar içerisinde birçok cevap verilmiş olsa da günümüze geldiğimizde kimlik kartlarının hayatımıza girmesiyle farklı bir tanım oluşmuştur. Genel olarak kimliği kendimizi tanıtmak ve kanıtlamak için kullanacağımız en az bilgi kümesi olarak düşünebiliriz. Evet belki kendimizi tanıtırken; doğumumuzdan itibaren yaşadığımız her olayı, her düşüncemizi, karşı tarafa anlatabiliriz ancak ,bunun yerine kendimizi tanıtırken isim, soy isim, yaş ve nereli olduğunuz gibi bilgileri vermeniz karşı tarafa gereksiz fazla bilgi vermeden kendinizi tanıtmanız için yeterli olacaktır.

Kimliklerimizi günümüz dünyasında iki başlığa ayırmamız mümkündür. Bunlardan ilki merkezi kimlikler ve ikincisi merkeziyetsiz kimliklerdir. Bu ayrımı yapan ana kavram, kimliğimizin nerede ve ne şekilde depolandığıdır. Eğer kimlik bilgilerimiz başka kimlik belgeleri ile bir merkezi sunucuda depolanıyorsa; bu merkezi kimlikleri ifade ederken, eğer kimliğimiz merkezi olmayan bir sunucuda veya bireyin kendi hakimiyeti içerisinde depolanıyorsa, bu merkeziyetsiz kimliği ifade eder.

Blokzincir teknolojisi ile hayatımıza yavaşça girmeye başlayan Merkeziyetsiz Kimlikler; aslında uzaktan baktığımızda bizlere yabancı bir kavram gibi gelse de bu durum aslında çok da gerçeği yansıtmamakta. Aslında merkezi kimlikler bizler için çok yabancı ve alışılmadık bir konsept. Tarih içerisinde bulunduğumuz yüzyıla kadar; hiçbir insanın kişisel bilgileri, kendisinden binlerce kilometre uzağında, hiç gitmediği bir toprakta, hiç tanımadığı insanlar tarafından toparlanıp saklanmadı. Atalarımız kimliklerini, yani kendilerini bireysel olarak ifade eden tüm bilgileri, hep en yakınında, en güvenli alanında tuttu. İlk çağlarda bu bilgileri sadece güvendikleri kişiler ile paylaştılar, sonrasında sanayi devrimi ve ülkeler arası transferin artması ile pasaport ve kimlik kartlarını, hep en güvenli yerlerde cüzdanlarda ve sandıklarında sakladılar. Peki çağlar boyu bu kadar güvenli saklama gerektiren bu bilgiler neden bir anda hiç tanımadığımız insanların yaptığı siteye verebileceğimiz bilgiler haline geldi?

Aslında bu durum biraz zorunluluktan oluştu. İnsanlar internetin global dünyasına adım atmak istediklerinde kendilerini kanıtlamak zorunda kaldılar ve bu nedenle bilgilerini paylaştılar. Sonrasında bu durum o kadar normalleşti ki, üzerine düşünmediğimiz günlük bir aktivite haline geldi. Günlük hayatımızda halen cüzdanımızı; en güvenli yerde tutmaya çalışıyoruz, sürekli yokluyoruz, koruyoruz ama, sizce o cüzdanda internete daha önce paylaşmadığınız kaç bilgi var? 

Bu durumun sorumlusu; tabiki de sadece son kullanıcı değil, bu hale nasıl geldiğimizi düşünmemiz gerekiyor. İnternette yapacağımız aktiviteler özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması ile git gide kişiselleşen bir hal aldı. Durum böyle olunca da kişiselleşilecek bir kişinin, yani kimliğin var olması gerekti. Bu kimlikler internet üzerinde kullanıcıyı tanımlayabilecek ve yaptıklarından sorumlu tutabilecekti. Bu durum mevcut internet sistemlerinde halen geçerli olsa da tek yol, fütursuzca kimlik bilgilerimizi isteyen herkese paylaşmak değil. En azından artık değil.

Hayatımızın içerisine günden güne daha da sağlam girmeye başlayan blokzincir ve şifreleme yöntemleri ile Merkeziyetsiz Dijital Kimlik yapıları kullanıma sunulmaya başladı. Bu sistemler, kişinin kimlik bilgilerini nerede olduğunu bilmediği, güvenmediği bir sunucuda depolamak yerine, sadece bireyin kendi sanal cüzdanında tutuyor. Hal böyle olunca birey o kimlik belgesini istediği şekilde istediği yerde istediği kadar kullanabiliyor. Burada “e hani internete kendimizi kanıtlamamız gerekiyordu?” diyebilirsiniz. Sonuçta eğer bilgi sadece bende kayıtlıysa o bilgiyi değiştirmeyeceğim nasıl kanıtlanacak? Örneğin kendi sanal kimliğimde Aybars olan adımı Tuğra olarak değiştirdiğimde kim buna karşı çıkabilecek? Orjinali bir yerde yok ki? Aslında burada cevap hem evet hem hayır. Kimliğinizin Orjinali sizden başka hiçbir yerde depolanmıyor olabilir, ancak kimliğinizi hiçbir bilgisayarın, hiçbir şekilde çözemeyecek kadar şifrelenmiş hali, blokzincir içerisinde varlığını göstermeye devam ediyor. Bu sayede kendinizi kanıtlamak istediğinizde insanları blokzincire bakmaya davet edebiliyorsunuz. Kimlik kartınızı göstermediğiniz kişiler de bu bilginin ne olduğunu asla çözemiyor. Aynı anahtar, kilit gibi, sadece sizin veriniz varken zincirdeki bilgi çözülüyor ve sizin gerçekliğiniz kanıtlanmış oluyor.

Bugün Merkeziyetsiz Kimlikler ile firmalar doğrulanabiliyor, sosyal medyalar yönetilebiliyor ve sitelere giriş yapılabiliyor. Bu sayı ve kullanım arttıkça zamanla merkezi kimlikler insanlara eskisi kadar absürt gelmeye başlayacaktır. Merkezî kimlikler yerlerini belki de zamanla, Merkeziyetsiz kimliklere bırakacaktır.

Not: Görsel ChatGPT 4 ile oluşturulmuştur.

Yapay Zeka Meslek Rehberi Yayında!

Web3 Teknolojileri Derneği olarak kısa bir süre önce yayın hayatına başlayan Web3Öğren platformu üniversite tercihi yapmaya çalışan gençler için Yapay Zeka Meslek rehberini hazırladı. Gençlerin geleceğine yön verecek mesleği seçerken yapay zekanın kullanılacağı üniversite bölümlerinin yer aldığı Yapay Zeka Meslek Rehberi bir kılavuz niteliğinde olacaktır.

Yapay Zeka ve Geleceğin Meslekleri

Web3 Teknolojileri Derneği, Yapay Zeka Rehberi duyurusunu sosyal medya hesabından duyurusunu yaptı. Bunun yanı sıra Yapay Zeka teknolojisinin meslekleri nasıl değişime yol açacağını ve gençlerin bu değişime ayak uydurmaları konusunda bir kılavuza ihtiyaç doğduğu belirtildi.

Yapay Zeka Meslek Rehberi içerisinde 1.000 den fazla lisans programını barındırmasının yanı sıra Türkiye’ye özgü mesleki bölümlere odaklanılarak hazırlanmış özgün bir içerik olduğu yapılan yazılı açıklamada belirtildi.

Ülkemizde ilk kez hazırlanan Yapay Zeka Meslek Rehberine ücretsiz bir şekilde ulaşabilecek isteyen herkes ulaşabilecektir.

Tercih dönemlerinde aday öğrencilere faydalı olacak “Yapay Zeka Meslek Rehberi”ne web3ogren.com da ücretsiz bir şekilde ulaşabilirsiniz.

Yapay Zeka Meslek Rehberini indirmek için Tıklayınız….

Doğal Afetler ve Blokzincir

6 Şubat sabahı merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 büyüklüğündeki deprem felaketi sonrası yeniden deprem ülkesi olduğu gerçeğini yeniden hatırladık. Fakat 10 şehri kapsayan bu afette yaşanan can kayıpları ülke olarak  önemli önlemler almamız gerektiğini tekrar gösterdi.

Doğal afetlere karşı ülke olarak hazır olmak büyük bir gereklilik. (Devlet, sivil toplum örgütleri, yardım kuruluşları, enerji, internet alt yapıları, vatandaşlar) Afetlere karşı alınacak önemlerin yanı sıra, afet sonrası yapılması gereken konusunda bir görev silsilesinin aksamadan organize edilmedir. Maalesef yaşadığımız bu deprem afetinde şahit olduğumuz aksaklıklar birçok insanın yaşamına mal olduğuna tanıklık ettik. Teknolojiyi ve haberleşme ağlarının verimli bir şekilde kullanarak doğal afetlerde kayıpları azaltmanın yanı sıra lojistik konularda önem arz etmektedir.

Teknoloji ve Doğal Afetler

Ülkemizde gerçekleşen 1999 Gölcük depremi sırasında internet teknolojisinin bu kadar yaygın olmadığı bir dönemdi. Yardıma ihtiyacı olan vatandaşlardan haber almak, hangi enkaz altında kimlerin olduğunu tespit etmek maalesef çok zordu. Şu an içinde bulunduğumuz dönemde cep telefonlarının yaygınlaşması ve sosyal medya kullanımının artmasıyla insanların enkaz altından haberdar olmak çok önem arz eden bir durum olduğunu görebiliyoruz.

Aynı şekilde geçen yaz yaşadığımız orman yangınları sırasında insanların yardım talepleri ve yangın söndürme konusunda koordinasyon sağlamak adına iletişimin ne kadar önemli olduğunu ülkece test ettik. Gelinen noktada Blokzincir teknolojisi doğal afetlere önlem alma, planlama ve koordine etme konusunda ihtiyacımız olan bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor.

Kriz Yönetimi ve Blokzincir

Merkeziyetsiz, şeffaf geriye dönük olarak değiştirilemeyen, akıllı kontraklarla oluşturulan blokzincir teknolojisi ülkemizdeki apartmanların depreme dayanıklılık konusu başta olmak üzere birçok önemli detayı barındıracak şekilde kayıt altına alınmasını ve denetlenmesini sağlayabilir. Ayrıca doğal afet planlaması konusunda insanların konaklama başta olmak üzere acil gereksinimlerini koordine etme konusunda yol gösterici bir teknolojidir.

Doğal afetleri bir kriz dönemi olarak adlandırırsak yanlış olmaz. Kriz yönetimini uçtan uca ve ince detayına kadar planlamak ve koordine etmek blokzincir yazılım teknolojisi ile mümkün.

Doğal afet bölgelerindeki insanlara kısa zamanda ihtiyaç olan yardımları eksiksiz zamanında ulaştırmak gerçekten çok önemli. Fakat böyle durumlarda koordinasyon eksikliği ve yardım ihtiyacının detaylı bilgilendirmesinin yapılamaması yardımların ihtiyaç duyulan bölgeye kişiye ulaşması gerçekten sorun teşkil eden bir durum.

Örneğin bir yardım tırının içinde bulunan hangi malzemenin hangi bölgeye ne zaman hangi kuruma teslim edeceğinin belirsizliği, o yardımın gecikmesi sonrasında o yardıma muhtaç insanların zor durumda kalmasına neden olacaktır. Akıllı kontralarla bir yardım paketinin bile içinde yer alan malzemelerin ne olduğu, nereye, ne zaman, hangi araçla ulaştırılacağı sonrasında teslim alma süreçlerini kontrol edebilecek bir teknolojik altyapı kurmak mümkün.

Doğal afetlerde bağış toplamak ve toplanan varlıkların şeffaf bir şekilde izlenmesi blokzincir teknolojisi ile kolayca yapılabilir. Aynı zamanda ülke fark etmeksizin kripto varlıklarla bağış yapmak yardımlaşma ağını kolaylaştıran önemli bir durumdur.

Web3 Ekosisteminin Doğal Afet Dayanışması

Deprem afeti sonrası devlet kurumları başta olmak üzere birçok yardım kuruluşları kısa zamanda organize olarak afet bölgesine başta arama kurtarma ve beraberinde yardım kampanyaları başlattılar. Doğal afetlerin gerçekleştiği dönemlerde dayanışma ve yardımlaşma içinde olmak gerçekten önemli.

Ülkemizde yeni inşa edilen Web3 ekosistemi başta bireysel çabalarla sonrası topluluklar olarak örnek gösterilecek çalışmalara imza attılar. Ülkemizde ilk kez kripto para olarak Ahbap derneğinin bağış toplaması adına bir çalışma başlatıldı. MASAK’ın izni sonrası atılan bu adım örnek teşkil etmekle beraber sonrasında Web3 Derneği Kızılay için kripto para yardım kampanyası organize etti.

Kripto varlık olarak 3 milyon$ üzerinde toplanan bağışın yanı sıra ülkemizde faaliyet gösteren borsalar, tradeler yardım kampanyalarına bağışta bulundular. Web3 ekosisteminde bulunan ağlar DAO toplulukları içinde oylamalar açarak yardım kampanyasıyla bağış yaptılar.

Afet bölgesine yardım için çok fazla web3 ekosisteminde yer alan insanların gitmesi, bölgeden yardım kampanyaları organize etmesi dayanışma ruhunu gösteren bir gelişmeydi.

Bunun yanı sıra sosyal medya üzerinden yardım ve arama kurtarma taleplerini takip edip gerekli yerlere ulaştırmak konusunda uykusuz bir şekilde emek veren çok sayıda insan oldu.

Bu dayanışma ruhu üzerine koordinasyonu daha iyi planlanmış, bir web3 platformunun eksikliğini hissediyoruz. İklim değişikliğinin etkisini her geçen gün yaşadığımız, doğal afetlerin dünyanın farklı noktalarında gerçekleşmesi dayanışma ve yardımlaşma ağına ihtiyacımız olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.

 Yarın geç olmadan bugünden geleceğin dayanışma ve yardımlaşma ağının hep birlikte planlamalıyız.

Topluluklar ve Web3

Web1 dahil olmak üzere toplulukların önem kazandığı ve toplulukları oluşturan bireylerin özgürlüklerinin ve çıkarlarının gözetildiği bir internet ekosisteminin web3 teknolojisiyle ortaya çıktığına şahit oluyoruz.

Web3 ekosisteminde yer alan %70 oranında bir kesim 90’lı yıllarda başlayan web1 olarak adlandırılan teknolojik gelişmeye tanıklık etmemiştir. Aynı şekilde %50 oranındaki kesim de web2 teknolojisinin nasıl bir beklenti ile ortaya çıkıp, sonrasında kullanıcılar adına hayal kırıklığına neden olduğunun detaylarının farkına varamamıştır. Bu olumsuz tespitler Web3 ekosisteminin daha farklı birey ve topluluk odaklı olmasını sağlayacak en önemli etken olacaktır. Bireylerin oluşturdukları topluluklar Web3 ekosisteminin ne kadar başarılı olacağını belirleyecek en önemli faktör. İlk kez bir internet teknolojisinin topluluklar üzerinden kendini tanımladığını, bireyin ön planda olduğu merkeziyetsiz ve şeffaf bir teknolojik yapı inşa ediliyor.

Web2 ekosisteminde sınırların ortadan kalktığı, dünyanın farklı yerlerinden insanların birbiriyle iletişim kurulabildiği, topluluk yaratma altyapısına sahip bir gelişmeydi. Fakat sosyal medya platformlarının ortaya çıkması ve sonrasında kullanıcıları kendi pazarlama politikalarıyla yönlendirmeleri teknolojinin derin ve tehlikeli sularıyla bizleri tanıştırdı. Kutuplaşmanın, bireyselleşmenin, gelir adaletsizliğin daha da artmasını sağlayan bu karmaşık düzen büyük teknoloji şirketlerinin daha da büyümesine neden oldu.

Web3’ün Anahtarı Topluluklar

Blokzincir altyapısıyla yeniden yapılanan Web3 ekosistemi birey ve topluluk odaklı bir internet vaat ederken, kullanıcıların verilerinin daha önemli olduğunu ve bu durumu kazanç haline getirilmesini formüle eden kullanıcı dostu bir manifestoya sahip.

Topluluk kültürü ve kollektif hareket etme yeteneği sayesinde dünyanın farklı yerlerinde aynı topluluk içinde farklı görev alan bireyler şeffaf ve adaletli bir yapı içerisinde oy kullanma kazanç elde edebilme hakkına sahipler. Toplulukların her geçen gün web3 ekosisteminde etkinliklerinin artacağı bilinen bir gerçektir. Önemli olan toplulukların merkeziyetsiz, adaletli bir yapıya evrilip, topluluk çıkarlarına göre hareket etmesi gerekmektedir.

Hibrit Topluluklar Remote Bireyler

Web3 bireylere kendi yetenekleri, ilgi alanlarıyla iş alanı açmanın yanı sıra istedikleri şekilde çalışma imkanı sağlayacak bir altyapıya sahip. Pandemi ile zorunluluk haline gelen uzaktan çalışma düzeni artık bir ihtiyaç ve tercih haline geldi. Bunun yanı sıra bireyler birden farklı projede, toplulukta görev alarak tek bir firmada çalışma zorunluluğunu ortadan kalkmış olacak.

Eski çalışma sistemlerinin ve şirket politikalarının geçerliliğini kaybettiği web3 teknolojisinde topluluk içinde katkı sağlayan bireylerin önemi her geçen gün daha da artacaktır. Görev aldıkları merkeziyetsiz topluluklarda karar alma süreçlerinde oy verme ve söz sahibi olmaları bireyleri daha da motive eden etkenler olarak görülmektedir.

Gelişen ve değişen dünyada lider kültürü ile şirket çıkarlarının başarı piramidinin en üstte olduğu dönemler web3 teknolojisiyle geride kaldı. Topluluk olarak hareket eden organizasyonların, merkeziyetsiz, şeffaf ve birey odaklı yeni yapıların geleceğin vazgeçilmez çalışma ve yönetişim modeli olacağı bir dönem bizleri bekliyor.

2023 Tilki Sezonu mu Olacak?

2022 buhranı geride kaldı. Dibin dibini gördüğümüz, iflasların birbirini kovaladığı, piyasadan arkasına bakmadan kaçanlara şahit olduk. 2022, kripto varlıklar piyasasında hatırlanmak istenmeyen bir sene olarak tarihe geçti.Peki bu korku filmi bitti mi? 2023’te Blokzincir ekosistemini neler bekliyor?

Daha kötü ne olabilir? sorusuna kötünün kötüsünü 2022 yılında ekosistemin içinde yer alarak şahitlik ettik. 2023 konusunda bir öngörü var mı? Uçanlar, kaçanlar, Ath tahminleri maalesef şimdilik pandoranın kutusunda bekletiliyor. Fenomenler yoğurdu üfleyerek yer gibi sosyal medya platformlarını web3 ekosisteminde içerik üreten topluluklara bıraktılar. Farklı kulvardan web3 toplulukları büyüyerek ekosistemi genişletmek adına çok güzel etkinlere imza attılar. 2022 ayı sezonunu kendini geliştirmeye ayıranlar kazandı.

Blokzincir teknolojisini sadece kripto varlıktan ibaret sanan büyük bir kesim var. Bu yanılgı maalesef toplumun genelinde de kabul edilen bir görüş. Al-Sat yaparak kripto para ticareti yapanlar sadece buzdağının görünen kısmı olarak nitelendirebilirim. Oysaki Web3 ekosistemi olarak nitelendirdiğimiz teknoloji girişimcilikten başlayan, farklı meslek gruplarını içinde barındıran insan hayatına yön verecek bir teknolojik devrim. Ticari sektörler başta olmak üzere eğitimden, sağlığa, lojistikten, tarıma, sigortaya kadar farklı sektörlerdeki değişimi sağlayacak bir teknolojik altyapıdan bahsediyorum.

2023 Tilki sezonu mu olacak?

Ayı ve boğa tabirlerine alışık olanlar Tilki’yi duyunca şaşırmış olabilirler. Fakat 2023 senesinde Tilki gibi piyasayı iyi takip eden, sabırlı olan, doğru zamanda hareket edenlerin kazanacağı bir dönem olacak. Belki de en çok kazananlar kendine yatırım yapanlar olacaktır. Ekosistemi anlamaya çalışan, kendini geliştiren, networking yapan bireylerin web3 ekosisteminde önemli yerler edineceğini düşünüyorum.

Web3 ve blokzincir teknolojisi henüz çok yeni, toplum tarafından ilgi görmesi halen zaman isteyen bir teknoloji. Şuan bir noktadan ekosisteme dahil olan, öğrenmeye açık olan kişilerin 2023 yılının en çok kazananları olacağı kanaatindeyim.

Web3,Merkeziyetsiz Bir Dünya

Blokzincir teknolojisi ile birlikte hayatımıza giren Web3, merkeziyetsiz bir teknolojik altyapı oluşturarak kullanıcılara güvenilir, açık kaynaklı, sansürsüz ve en önemlisi maddi açıdan gelir elde edebileceği bir dijital dünya sunuyor. Web3 içinde yer alacak Metaverse evreninin 2030 yılına kadar bütçesinin 8 ile 13 trilyon dolar olması ve yaklaşık 5 milyar kullanıcıya hizmet vermesi bekleniyor. NFT (Non Fungible Token) piyasa hacmi 2022 itibarıyla 50 milyar doları aşmış durumda. Bu rakamlar Web3 dünyasının nasıl bir potansiyele sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir.

Web Dünyasının Kısa Tarihi

1995 yılında Dünya Çapında Ağ (World Wide Web-www) olarak hayatımıza giren internet teknolojisi Web1 olarak tanımlanmaya başlandı. Ağlar sayesinde bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurarak bilgiye ulaşma imkanı sunuluyordu. Web1 dijital bir ansiklopedi olarak tanımlanabilir çünkü kullanıcıya sadece bağlandığı sitelerdeki açık kaynaklı bilgilere erişme imkânı sağlıyordu.

2005 yılında teknolojinin gelişmesiyle birlikte kullanıcılar okudukları içeriklere katkı sağlamaya başladılar. Bir nevi içerik üreten bir kaynak haline geldiler. Web2’nin gelişimini hızlandıran faktörlerin başında yer alan sosyal medya mecralarının hayatımıza girmesiyle bu süreç hızlandı. İnternet kullanıcıları yazı yazarak, resim ya da video yükleyerek Web2’nin çehresini değiştirdiler. Bu değişim Web2 teknolojisi içinde yer alan büyük şirketlere gelir olarak dönmeye başladı. Artık kullanıcılar bir veri olarak değerlendirilmeye başlandı, bu veriler sayesinde kullanıcıların eğilimleri analiz edilerek Web2 teknolojisi reklam ve pazarlama ağına dönüştü. Ücret talep etmeden kullanılan Web2 teknolojisi kullanıcıların verilerini maddi kaynağa çevirerek büyük bir gelir elde etmeye başladılar. Kullanıcıların internette daha fazla zaman geçirmesi konusunda veri analizleri yapılmaya başlandı. Web2 teknolojisini yöneten büyük şirketlerin, internet kullanıcılarının verilerini, kişisel bilgilerini pazarlama araçları olarak kullanması bir endişe ortamı yarattı.Bu durum Web3’ün ortaya çıkış sürecini hızlandırdı.

Web3 Nedir?

Web3, blokzincir teknolojisinin ortaya çıkardığı merkeziyetsiz bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Dijital ortamda güven sorununu çözmek blokzincir teknolojisi ile mümkün oldu. Dijital ortamda yapılan her işlemin kaydedilmesi, bu kayıtların dağıtık defter teknolojisi ile saklanması ve geriye dönük işlemlerin değiştirilememesi Web3 teknolojisini farklı kılan en önemli özelliklerdendir.

Web3, blokzincir teknolojisi sayesinde merkeziyetsiz bir yapı kurarak kullanıcıların verilerini kullanıcı onayı olmadan paylaşmadıkları bir güven ortamı sunmaktadır.

Web3’ün, Web2 ve Web1’e göre en büyük farkı bir merkeze ihtiyaç duyulmamasıdır. Merkezi bir yapı olmadığı gibi, aracı firma ya da kullanıcıların verilerini izinsiz depolayan sistemlerin olmaması en büyük farklılığı olarak görülmektedir. Web3 teknolojisinde kullanıcı izin verdiği ölçüde verileri kullanabilecek ve bu sayede verisini paylaştığı için maddi kazanç elde edebilecek.Web3 kullanıcıları izin verdiği reklam içeriklerini görüntüleyerek gelir elde etme imkânı ortaya çıkacak. Kısacası Web3 kullanıcılara Web2’nin aksine internette geçirdiği süre boyunca ve ürettiği içeriklere göre kazanılan gelirden pay vererek adaletli bir internet düzeni kurmak istemektedir.

İnternet dünyasında gelir adaletsizliğini ortaya çıkaran Web2 teknolojisinin, büyük şirketleri verilerini kullandığı kullanıcılara ödeme yapmamayı tercih eden bir anlayışla hareket etmektedir. A16z crypto adlı internet sitesinin yayınladığı rapora göre: Facebook, İnstagram kullanıcı başına 0,10 dolar, Spotify sanatçı başına 636 dolar ve YouTube kanal başına 405 dolar ödeme yaparken henüz yolun başında olan Web3, içerik oluşturucularına kişi başına 174,000 dolar ödeyerek içerik üreten kullanıcıları destekleyen bir vizyona sahip olduğunu kanıtlamaktadır. (1)

Şeffaf ve Adaletli İnternet Mümkün!

Henüz başlangıç noktasında olduğumuz Web3 teknolojisi birçok sektörün işleyişini değiştirecek bir vizyona sahip. Merkeziyetsiz yapısıyla aracı kurumları ortadan kaldırarak, direk satıcı ile müşteriyi bir araya getirecek bu teknoloji, ürün fiyatlarında bir düşüş yaratırken, üretici firmaların maliyet kalemlerinde maddi bir azalma imkanı sağlayacak. Finans sektörü başta olmak üzere, ulaşım, sağlık, sigorta gibi birçok sektörün işleyiş şemasını daha basit ve şeffaf hale getirecek. Sektörlere bu kadar etkisinin olmasının yanı sıra Web3 ile birlikte farklı iş kolları ve yeni meslekler ortaya çıkacak. Pandemi sonrası ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar ve işsizlik sorununa çözüm olabilecek iş olanaklarının ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

2022 yılında 2,5 trilyon dolar olarak bilinen metaverse bütçesi 2030 yılında kadar 10 trilyon dolar bir hacme sahip olacaktır.Bu yıl itibarıyla 50 milyon kişi Web3 teknolojisini kullanmak için gerekli dijital cüzdana sahip. Bu rakamın 1995–2005 yılları arasında internet kullanıcı sayısının artışına eşdeğer hareket etmesi halinde 1 milyar olması muhtemel.(2) Bu büyük potansiyelin farkında olan Web2’nin büyük şirketleri, Web3 dünyasında yer almak ve pastadan pay almak için yarış halinde olacaktır. Facebook kendine ait WhatsApp, İnstagram gibi sosyal medya mecralarının ismini Meta olarak değiştirerek şimdiden Web3’e dahil olmanın çalışmalarını yapmaya başladı.

Web3, İnternet Devrimi mi?

Blokzincir, dijital paralar ve Web3, birbirini tamamlayan, internet teknolojisini baştan aşağı değiştirebilecek kavramlar. Merkeziyetsiz Finans olarak bilinen DeFi teknolojisi sayesinde bankalara ihtiyaç duymadan Web3 kullanıcıları dijital paraları istediği yere taşıma imkânına sahip olacak.Gençler, Oyna- kazan (Play2Earn) ile oyun oynayarak gelir elde edebilecekler, aynı zamanda oyun sektöründeki yeni iş modelleriyle bu sektörde yer alma imkanı bulacaklar. Non-Fungible Token (NFT), mülkü size ait görsel teknoloji ile sanatsal bir ürün yaratarak kullanıcının kendi yetenekleriyle kimseye ihtiyaç duymadan para kazanmasını sağlayabilecektir.

Merkeziyetsiz Otonom Organizasyonlar (DAO) yönetişim modeliyle bireylerin şirket ve sivil toplum örgütlerinin yönetişim modellerini değiştirebileceği gibi, doğrudan demokrasi anlayışını yaygınlaştırdığı bu yapılar içerisinde, fikrini özgürce söyleyebilme hakkı olacaktır. Kısacası Web3 içerisinde bulunan yeni kavramlar ve olgular ile yeni bir dünya vaad ediyor.

Web3, insanlığa geleceği beklemek yerine inşa etme fırsatı sunuyor.

Kaynakça;

  1. https://a16zcrypto.com/state-of-crypto-report-a16z-2022/
  2. https://www.citivelocity.com/citigps/metaverse-and-money/

2022’yi Nasıl Bilirdik?

Pandemi sonrası krizlerin, savaşın, enerji kaynakları konusunda sıkıntıların yaşandığı dönemde kripto yatırımlar 2022 yılında çok büyük değer kaybetti. 2022 yılı kötü hatırlanacak senelerden biri olarak akıllarda kalacak.

2022 yılının son günlerini yaklaşırken geriye dönüp bakarak bu yıl içerisinde blokzincir teknolojisinde yaşanan gelişmeleri yazmanın faydası olacağını düşünüyorum.

Kripto varlıkların yılın ilk ayından bu yana istikrarlı bir şekilde düşüş eğilimi gösterdi. Bitcoin ve Ethereum %50 dan fazla değer kaybetti. Ayı sezonu uzun süreden beri devam ederken, Rusya- Ukrayna savaşı, sonrasında enerji krizi, pandemi sonrası enflasyon rakamlarının artması ile FED’in faiz arttırım politikası ile devam etti. Luna’nın ve FTX borsasının iflas etmesi kripto ekosistemini derinden etkileyen olaylar oldu.

Ukrayna- Rusya savaşı, FED faiz politikası akabinde Luna ve FTX gibi yatırımların iflas etmesi kripto varlıklara olan ilgi azalttı.

Merkeziyetsiz kripto ekosisteminin sistemsel olarak yapısının şekillenmemiş olması ve halen merkezi yapılar gibi çalışan borsalar ve şirketlerin ısrarcı tutumları ekosistemin evrilmesini engelleyen faktörlerin başında geliyor. Web 2.0’dan kalan çok para kazanma arzuları herkese para kaybettirmeye neden olurken, ekosisteme olan güvenin zedelememesine sebep olan olayların gerçekleşmesini sağlıyor.

Bir İhtimal Daha Var; “Merkeziyetsizlik”

2022 yılında ekosistem adına umut veren gelişmelerde meydana geldi. Ethereum 2.0 olarak adlandırılan Merge’ün gerçekleşmesiyle enerji kullanımını % 99 oranında azaltan Ethereum Web3 teknolojisinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Aynı zamanda DeFi borsaların artması ve merkeziyetsiz finansa ilginin kayması merkeziyetsizliğe doğru bir yönelimin göstergesi niteliğindeydi.

Bir diğer önemli gelişme ise DAO’ların işleyiş yapılarının gelişmesi, bireylerin bu yönetişim biçimlerine olan ilginin artması ekosistemin gelişmesi adına önemli gelişmeler olarak görülebilir.

Blockzincir teknolojisi yazılım konusunda her geçen gün daha fazla talep edilmeye başlandı. Yeni programlama dillerinin gelişmesi, açık kodlu alt yapılar yazılım konusunda ilgisi olan kişilerin entegrasyonunu kolaylaştırdı.

Ülke olarak blokzincir trenine binecek miyiz ?

Henüz emekleme aşamasında olan kripto ve web3 ekosistemi ülkemizde çok fazla ilgi gördüğünü rakamlarla biliyoruz. Kripto borsalarına en fazla kullanıcı sayısında ilk 5 ülke arasında yer alırken, ülkemizdeki internet kullanıcıların %25 ise dijital cüzdana sahipler. Yeni teknolojileri keşfetme ve adaptasyon sorunu yaşamayan yerli kullanıcılar web3 okur yazarlığı konusunda yeterli seviyede olmasa da zamanla gelişeceğini umut ediyorum. Bunun yanı sıra üniversite topluluklarının her geçen gün artması ekosistemin gelişmesi konusunda umut verici bir gelişme. Yaklaşık 70 üniversitenin blokzincir topluluğu olmasının yanı sıra bu teknolojiyi yaygınlaştırma konusunda başarılı girişimlerde ülkemizde çıkmaya devam ediyor. Son dönemde büyük ağlar ve web3 firmaları ülkemizde hizmet vermeye başlamaları ülke olarak potansiyelimizin bir kanıtı olarak değerlendirebilir.

Sonuç olarak web1 ve web2 teknolojisinin yarattığı fırsatları ülke olarak değerlendiremedik ama web3 trenini kaçırmamak konusunda toplulukların ve ekosistemde bulunan bireylerin katkısı ülkemizin blokzincir teknolojisinin ilerlemesi konusunda önemli bir rol üstlenmesi konusunda çalışmalar yaptığını görebiliyoruz.

2022 ayı piyasasını kendini geliştirmeye adayan birey ve topluluklar, 2023 yılında daha verimli koşullarda fark yaratacaklarına inanıyorum. Web3 ekosistemi her geçen gün yeniliklerle farklı sektörlere entegre olarak iş ve sosyal alanda etkisini hissettirecek bir teknoloji olduğunu hep birlikte göreceğiz.

2023 yılının herkes için daha verimli geçmesi dileğiyle.

LinkedIn

Twitter

Web3 Teknoloji Derneği Genel Kurul İlanı

webdernegi

Web3 Teknoloji Derneği Genel Kurul İlanı

Derneğimizin Olağan Genel Kurul toplantısı, 07.08.2022 Pazar günü saat 12.00’de Beştepe Mah. Alparslan Türkeş Cad. No:1 Moment Beştepe Plaza Dernek Genel Merkezinde yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı 14.08.2022 tarihinde aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır. Sayın üyelerimize duyurulur.

Gündem
1- Yoklama ve açılış
2- Divan heyeti seçimi
3- Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
4- Dernek Zorunlu Organlarının seçimi
5- Tüzük değişikliğinin onaylanması (dernek adına iştirak kurulması ve tüzel kişi üye kayıtlarının yapılmasına ilişkin tüzüğe madde eklenmesi)
6- Derneğimizin adının “Web3 Teknolojileri Derneği” olarak değiştirilmesi.
7- Dilek ve temenniler
8-Kapanış